Hemoroid hastalığı, dünya çapında 27.9%'a varan oranlarda görülebilen yaygın bir hastalıktır. Dünya nüfusunun 50%'sinden fazlasının yaşamları boyunca en az bir defa hemoroidal hastalık semptomları yaşayacağı tahmin edilmektedir.
Medikal tıbbi tedavinin başarısız olduğu semptomatik hemoroidler, boyutlarına ve semptomlarına bağlı olarak çeşitli şekillerde tedavi edilebilir. Altın standart tedavi, geleneksel açık cerrahi yaklaşımlardır; ancak bu cerrahilere bağlı olarak, şiddetli ameliyat ağrıları ve idrar problemleri, makattan kanama, makat darlığı ve kronik anal fissür (makat yırtığı) gibi diğer komplikasyonlar görülebilmektedir.
Lazer, ilk olarak yaklaşık 30 yıl önce hemoroid hastalığında kullanım için düşünülmüş, ancak son zamanlarda artan oranlarda kullanılmaya başlanmıştır. Hemoroid hastalığına lazer ile iki temel yaklaşım vardır. Birincisi lazer hemoroidoplasti (LH) olup, bu yöntemde hemoroidal dokunun lazer probu kullanılarak pıhtılaşmanın ve koagülasyonun tetiklendiği bir yöntemdir. Diğeri ise Doppler ultrason probu kullanılarak makat çevresine giden yüzeyel damarlar bulunarak lazer enerjisiyle yine pıhtılaşmanın sağlandığı yöntemdir.
İşlem genellikle genel anestezi altında litotomi pozisyonunda yapılır. Hemoroidal pakeleri bulmak için bir anal ekartör kullanılır.
Lazer probunun (1.8 mm) geçişine izin vermek için hemoroidal pediküle bitişik anodermde küçük bir kesi yapılır. Daha sonra iç anal sfinkter ile hemoroid dokusu arasında, lazer probunun hemoroid dokusuna geçmesi için bir yol oluşturulur.
Hemoroid dokusu, Biopsy Bell 14 G kanülü (neoLaser) aracılığıyla neoLaser tarafından 12 W, 1.470 nm diyot lazer sistemi kullanılarak pıhtılaştırılır. Lazer probu hemoroidal dokuya ilerletilir ve tüm doku yığınını hedeflemek için içeri ve dışarı hareket ettirilir. Bu lazer probu, 5 ila 6 mm'lik bir alan üzerinde enerji yayan, radyal bir yörüngede 3 saniyelik tek darbeler verir. Lazer ışını, lazer enerjisinin dağıldığı ve çevredeki normal dokuya zarar vermediği bir ıraksak ışın olarak kabul edilir.
Hemoroidektomi sonrası ağrı, cerrahi tekniklerle ilişkili en yaygın sorundur. Diğer erken komplikasyonlar idrar retansiyonu (20%), kanama (ikincil veya reaksiyona bağlı) (3-6%) ve deri altı apsedir (1%). Uzun vadeli komplikasyonlar anal fissür (1-3%), anal stenoz (1%), inkontinans (1%), fistül (1%) ve hemoroidlerin tekrarlamasını içerir.
Öte yandan, Literatür, lazer hemoroidoplastinin düşük nüks oranları ile düşük dereceli hemoroidler (derece II ve III) için daha uygun olduğunu göstermektedir. Lazer hemoroidoplastinin minimal intraoperatif ve postoperatif komplikasyonları olduğu ve derece II ve III hemoroidleri olanlarda düşük nüks oranları olduğu gösterilmiştir, bu prosedürün orta derecede hemoroidal hastalıkta güvenli olduğu bildirilmektedir..
Longchamp ve ekibi tarafından yapılan sistematik bir incelemede lazer hemoroidoplasti sonrası hemoroidlerin nüks oranının 1 yıl sonra 0% ila 11% arasında değiştiği vurgulanmaktadır ve Faes ve ekibi de İsviçre'de lazer hemoroidoplasti geçiren evre II-III hemoroidlerle ilgili 2019 çalışmasında, 5 yıllık nüks oranlarını 36% olarak bildirmişlerdir.
2021'de yapılan sistematik bir inceleme, lazer tedavisinin evrensel olarak daha düşük ameliyat ağrısı skorlarının yanı sıra uzun süreli takipte semptomlarda tatmin edici düzelme ve düşük nüks oranları bildirdiğini göstermiştir.
2019'da lazer hemoroidoplasti ile cerrahi hemoroidektomiyi karşılaştıran 121 hastayı içeren randomize kontrollü bir çalışma, lazer hemoroidoplastinin cerrahi hemoroidektomiden önemli ölçüde daha az ağrılı olduğunu ve normal aktiviteye daha erken dönüşle ilişkili olduğunu buldu.
Özetle lazer hemoroidoplasti işlemi, geleneksel açık cerrahi hemoroidektomiye göre daha çok tercih edilmektedir. Ameliyat sonrası ağrı lazer işleminde cerrahi işleme göre anlamlı olarak daha azdır (p<0.05). Lazer işleminde ameliyat süresi ve ameliyat sonrası işe dönüş süresi önemli ölçüde daha kısadır.
Abdulcabbar Kartal, MD, Kolorektal Cerrah tarafından hazırlandı ve özetlendi
KAYNAKLAR