Kanser taraması, herhangi bir semptomunuz olmadan önce doktorların bazı kanser türleri için sizi kontrol etmesinin bir yoludur. Tarama ayrıca kansere dönüşebilecek veya "kanser öncesi" alanlara bakmayı da içerir. Kanser taramasının amacı, kanser öncesi lezyonları ve olası kanserleri mümkün olduğunca erken bulmak, böylece erken tedavi görmenizi ve mümkün olan en iyi sonucu elde etmenizi sağlamaktır. Erken teşhis edilen kanser genellikle küçüktür ve genellikle kolayca tedavi edilebilir. Bazı kanserleri erken tedavi etmek, insanların daha uzun yaşamasına yardımcı olabilir. Bazen tarama, henüz kanser göstermeyen ancak kanser hücrelerine dönüşebilen hücreleri bulur. Doktorlar genellikle bu ön kanseri, kansere dönüşmeden tedavi ederler.

Tarama testlerinin yapılabildiği bazı kanser türleri şunlardır:

Kolon kanseri:

Kolon kanseri için çok sayıda tarama testi vardır. Hangi testin uygulanacağı size ve doktorunuza bağlıdır. Doktorlar, çoğu insanın 50 yaş civarında kolon kanseri taramasına başlamasını tavsiye eder. Bazı kişilerin, güçlü bir aile öyküsü veya belirli tıbbi durumlar nedeniyle kolon kanserine yakalanma ihtimali artar. Bu insanlar daha genç yaşta taramaya başlayabilir.
Kolon kanseri riski yüksek olan kişilerin genellikle daha sık test yaptırmaları ve kolonoskopi yaptırmaları gerekir.

Çoğu insan yüksek risk altında değildir, bu nedenle aşağıdaki programlardan birini seçebilirler:
10 yılda bir kolonoskopi
Her 5 yılda bir BT kolonografi
Yılda bir kez dışkıda gizli kan testi
Her 5 ila 10 yılda bir sigmoidoskopi
Her 3 yılda bir dışkı DNA testi

Meme kanseri:

Meme kanseri taramasının amacı, kanseri büyüme, yayılma veya ciddi sağlık sorunlarına neden olmadan erken teşhis etmektir. Araştırmalar, meme kanseri taraması yaptırmanın hastalıktan ölme ihtimalini azalttığını gösteriyor. Meme kanserini taramak için kullanılan ana teste “MAMOGRAFİ” denir. Çoğu insanda meme kanseri taraması 40 veya 50 yaşlarında başlar. Ailesinde güçlü meme kanseri öyküsü olan kişiler taramaya daha erken başlayabilir.

Rahim ağzı kanseri :

Rahim ağzı kanseri taraması yaptırmanın birkaç yolu vardır, ancak en yaygın testlerden birine "Pap smear" veya "Pap testi" denir. Pap testi ile tarama genellikle 21 yaşında başlar, ancak bazı durumlarda tarama 25 yaşında başlar. Doktorlar 30 yaşından sonra “HPV testi” adı verilen başka bir tarama testi ekleyebilir veya bu teste geçebilirler. 65 yaşından büyüklerin serviks kanseri taramasına devam etmesi gerekmeyebilir. 65 yaşından büyükseniz, taramaya devam edip etmemeniz konusunda doktorunuzla konuşmanız daha doğru olacaktır.

Prostat kanseri:

Prostat kanserini taramak için kullanılan ana teste “PSA testi” denir. Prostat kanseri taraması yaptırmanın bir kişinin ömrünü uzatıp uzatmayacağı veya daha iyi hissetmesine yardımcı olup olmayacağı belirsiz olmakla beraber genellikle tarama tavsiye edilir. Çoğu durumda, insanlar 50 yaş civarında prostat kanseri taramasını tartışmaya başlamalıdır. Bazı insanlar için prostat kanseri taraması, daha yüksek risk altındaysa 40 yaş civarında başlayabilir.

Akciğer kanseri:

Akciğer kanserini taramak için kullanılan ana test, "düşük dozlu BT taraması" adı verilen bir görüntüleme testidir. Akciğer kanseri riski yüksek olan kişiler için tarama, akciğer kanserinden ölme ihtimalinizi azaltabilir. Eğer 50 ila 80 yaşları arasındaysanız ve sigara içiyorsanız, doktorunuza akciğer kanseri taraması yaptırmanız gerekip gerekmediğini sorun. Akciğer kanserine yakalanma veya akciğer kanserinden ölme ihtimalini azaltmanın en iyi yolu sigarayı bırakmaktır.

Yumurtalık kanseri:

Yumurtalık kanserini taramak için doktorlar kan testi ve ultrason adı verilen bir görüntüleme testini veya her ikisini birden yapabilirler. Ancak bu testler her zaman erken yumurtalık kanserini bulamayabilir. Çoğu insanın yumurtalık kanseri taramasına ihtiyacı yoktur. Ailesinde yumurtalık veya meme kanseri öyküsü olmayan kişiler için tarama önerilmez. Yine de testler bazen ailesinde yumurtalık veya meme kanseri öyküsü olan kişilerde kullanılır. Onlar için tarama 30 ila 35 yaşlarında başlayabilir.

4 Şubat Dünya Kanser Günü

Kanser hem dünya hem ülkemiz için ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Ölüm nedenlerine bakıldığında dünya geneli için yaklaşık her 6 ölümden birinin, ülkemiz için ise her 5 ölümden birinin kanser nedeniyle gerçekleştiği görülmektedir.


Kanser başlıca; tütün kullanımı, yüksek beden kütle indeksi (fazla kilolu ya da şişman/obez olma), meyve ve sebzeden fakir beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol tüketimi gibi başlıca beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklanmaktadır. Oysa yine günümüz şartlarında kanserlerin yaklaşık üçte birinin, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejilerinin uygulanması yoluyla önlenebilir durumda olduğu bilinmektedir. Ayrıca, erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse birçok kanserin iyileşme olasılığının da yüksek olduğu bilinen bir gerçektir.


Dünya Kanser Günü, gerek kanser konusunda farkındalığı ve eğitimi artırarak gerekse dünyanın her yerindeki hükümetler ile bireyleri hastalığa karşı harekete geçmeye zorlayarak her yıl milyonlarca önlenebilir ölümün önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Dünya Kanser Günü; yankı uyandırmayı, değişim aşılamayı ve farkındalık günü ile sınırlı kalmayarak daha sonraki günlerde de sürdürülecek bir eylemi harekete geçirmeyi amaçlayan bir kampanyadır.