Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal
Kolorektal Cerrrah ve
Koloproktoloji Uzmanı
Ülkemizdeki yaygın hastalıklardan biri olduğu bilinen hemoroidal hastalık sorunu, özellikle kabızlığı olanlarda, doğum yapan kadınlarda ve oturarak çalışan insanlarda daha sık görülüyor. Erken evrelerdeki hastalar için diyet ve ilaç düzenlemeleri yeterli olabilirken, ileri evrelerde cerrahi yönteme başvurulması önem taşıyor. Geleneksel cerrahilere bağlı olarak, şiddetli ameliyat ağrıları ve idrar problemleri, makattan kanama, makat darlığı ve kronik anal fissür (makat yırtığı) gibi komplikasyonlar görülebilmektedir. Ancak günümüzde ağrısız kesi yapılmadan yapılabilen bir yöntemle (Hemoroid arter ligasyonu transanal dearterizasyon) hemoroid ameliyatları daha konforlu hale gelmeye başladı.
Genel anestezi altında yapılan ağrısız, acısız, kesisiz hemoroidal arter bağlaması adı verilen doppler ile yapılan bu işlem minimal invaziv bir yöntemdir. Standart hemoroid ameliyatlarında hemoroidler kesilerek alınmaktadır ve o bölgeye dikiş atılmaktadır. Bu, hasta için ağrılı bir işlem olabilmektedir. Doppler işleminde ise kesi yapılmamakta, daha az anestezi verilmekte, hasta ağrı ve acı hissetmemektedir. Hastalar 1 günlük hastane yatışı sonrası günlük yaşantılarına dönebilmektedirler. İşlem sonrası herhangi bir iz kalmamaktadır.
Geleneksel hemoroid ameliyatları sonrasında gaz ve gayta tutmaya yarayan yardımcı organlar olan hemoroid pakelerinin alınması ve bazen de iç sfinkter kaslarının zarar görmesi nedeniyle özellikle ileri yaşlarda gaz ve gaita kaçakları olabilmektedir. Doppler hemoroid yönteminde ise kesme işlemi uygulanmadığından hemoroidler yerinde kalmakta ve ileri yaşlarda dahi gaz ve gaita kaçakları yaşanmamaktadır.
İşlem kesisiz uygulandığı için işlemden sonra önemli bir ağrı ve acı yaşanmamaktadır. Doppler yöntemi 2. 3. ve hatta 4. evreye de uygulanabilen bir yöntemdir. 4. Evre hemoroidlerde dahi uygulanabilmesi önemli bir avantajdır. İşlem sonrasında ertesi gün hastalar iş ve sosyal yaşama dönebilmektedir.
Hasta anestezi alacağı için 8 saatlik bir açlık ve hastanede yapılan bir lavman dışında işlemin herhangi bir özel hazırlığı yoktur. Yaklaşık 25-30 dakika süren bir uygulamadır. Genel anestezi yapıldığı için hasta 1 gün hastanede kalmaktadır. Ertesi gün hasta normal günlük faaliyetlerini gerçekleştirebilir hale gelmektedir. Özel bir sistemle hem hemoroide giden kan damar akımları kesilir (dearterizasyon) hem de hemoroid yerine yerleştirilir(hemoroidopeksi).
Hemoroidlerin tam olarak yerine yerleşip oturması yaklaşık 2-3 ay sürmektedir. Hastaların bu süre zarfında dışkı yaparken dikkat etmeleri gerekir. Kabızlık ve ıkınma mutlaka önlenmelidir. Bu nedenle ameliyat sonrası hastalara gaitayı yumuşatıcı ilaçlar verilmektedir.
Özetle, transanal hemoroidal dearterializasyon, hemoroidal hastalığı olan hastalarda geçerli,etkin ve güvenli bir tedavi seçeneğidir. Hastaların büyük çoğunluğunda semptomların etkin kontrolünü sağlayabilir. Hem dearterializasyon hem de mukopeksi (prolabe rektal mukoza ve submukozayı yeniden konumlandırarak damarsal yastıkçıkları tamamen koruma) terapötik başarının anahtarı gibi görünmektedir. Komplikasyonların çok sınırlı ve önemsiz olması, Transanal hemoroidal dearterializasyonu çok güvenli minimal invaziv bir yöntem kılmaktadır. Son olarak, tekrarlayan hastalık (nüks) durumunda da transanal hemoroidal dearterializasyon kullanılabilir.
KAYNAKLAR: